Sağlık Bakanı Koca'dan koronavirüs salgını için flaş açıklamalar
Sokak kısıtlamasıyla ilgili de konuşan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, "Özellikle sokağa çıkma yasağını düşünmüyoruz. Ama hareketliliğin artmasıyla birlikte salgının arttığını da iyi biliyoruz." ifadelerini kullandı.
Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Türkiye'de son dönemde artan koronavirüs vakalarına ilişkin Bursa'da çok önemli açıklamalarda bulundu. Bakan Koca'nın açıklamalarından satır başları şöyleydi:
Ziyaretleri tamamlayınca çalışma programına geçtik. 5 ayrı çalışma toplantısını tamamladıktan sonra bilgi vermek üzere huzurlarınızdayım. Bursa, Bilecik, Çanakkale, Yalova ve Balıkesir olmak üzere sağlık ekipleriyle biraraya geldik. Yapacağım açıklamalar bu 5 ili ilgilendirecek.
Salgın anadolu'da 2. zirvesinde
Gelinen noktayı şöyle tarif edebiliriz: Salgın Anadolu'da ikinci zirve dönemindedir. Riskli bir tırmanışla karşı karşıyayız. Anadolu'da ise ilk zirve eylülde görülmüştü, ikincisini şimdi yaşıyoruz.
Ekimin ikinci haftasından itibaren salgın karşısında öncekilerden daha büyük bir sınavdayız. Son birkaç günde riskin boyutu artmıştır.
Virüsün bulaştığı kişilerin büyük kısmında belirti görülmemesi sevindiricidir fakat bu durum işin ciddiyetini azaltmıyor. Virüsün yayılması sadece daha fazla sayıda hasta olması veya hayatını kaybetmesi değil, tüm hayatın sekteye uğramasıdır.
Bursa'da günlük vaka sayısı yaklaşık 3 kat artmıştır
Bursa, Bilecik, Çanakkale, Yalova ve Bilecik ile ilgili seyri paylaşmak istiyorum. Bursa'da bir ay öncesine göre günlük vaka sayısı yaklaşık 3 kat artmıştır. Bilecik'te geçen aya göre 2 kat arttı. Diğer 3 ilde ise %50 oranında vaka artışı görüyoruz. Bursa'da yoğun bakım yatak kapasitemize 198 ilave ediyoruz.
463 olan filyasyon ekibimizi 700'e çıkarıyoruz
Balıkesir ilimizde 48 yoğun bakım yatağı daha artırılması için planlarımızı yaptık. Bilecik 21 yoğun bakım yatağı daha artırılması için planlarımızı yaptık. Yatak dolum %36, yoğun bakım %42, solunum cihazı doluluk oranı ise %56. Yalova'daki mevcut yoğun bakım yataklarımıza 9 ilave yapıyoruz. %62 - %60 - %26. Filyasyon ekiplerimizin çalışmaları sayesinde hem şüpheli temasları takip ediyor, evlerinde izolasyona alıyor, hastaların takibini yapıyor ilaçlarını teslim ediyoruz.
Bursa'da 463 olan filyasyon ekibimizi 700'e çıkarıyoruz. Balıkesir'de 203 filyasyon ekibimiz sahada. 5 ilimize ilişkin yatırım planlarımızı aktarmak isterim.
İstanbul'da mücadelenin önemi artıyor
Salgın Anadolu kentlerinde ikinci zirve dönemindeyken, İstanbul'da mücadelenin önemi artarken günlük hayatımızda mücadelemizi nasıl sürdürmeliyiz. Kontrollü sosyal hayat ile. Dışarıda geçirdiğimiz süreyi asgariye indirmeliyiz. Dışarıya çıkmışsak kalabalıktan uzak durmalıyız. salgının bu devresinde asıl ciddi sınavı kalabalığa karşı vereceğiz. Evimiz dışında, iş yerimiz dahil her ortamda maske takalım. Mesafe kuralıyla birbirimizi virüsten kurtaralım.
"Anadolu'da ikinci zirve kış gelmeden ulaştı"
Salgın Anadolu'da ikinci zirve dönemine kış henüz gelmeden ulaştı. Anadolu genelindeki ikinci zirve dönemi bugünkü toplantılarda ele aldığımız 5 kentimiz için de geçerlidir. Bu 5 ilimizin halkından şimdiye dek verdikleri desteğin çok daha büyüğünü talep ediyorum. Bursa salgın boyunca gördüğü en büyük dönemi görüyor.
Vaka sayısında zirveyi yaşayan iller
Bilecik salgında ilk zirveyi 10 Eylül'de yaşamıştı. O güne kıyasla günlük vaka sayısı 2 katına yaklaşmıştır. Dikkat çekici diğer nokta zatürre oranının Türkiye ortalamasının çok üzerinde olmasıdır. Yalova ikinci zirveyi Türkiye geneliyle aynı günlerde yaşıyor. Nisan dönemine göre günlük vaka sayısı %50 arttı. Bu kentte de zatürre oranı Türkiye'ye oranla yüksek.
Çanakkale'deki %50 oranlı artış ilk zirveye benzerlik gösteriyor. Balıkesir ilk zirveyi eylül başlarında yaşamıştı. Son 2 haftada %50 artış görüyoruz. Sağlık ordumuzun hastalarımızı tedavi etmek için gösterdiği çabayı tedbirlere göstermek için her birimiz göstermeliyiz.
Bu konu özellikle son günlerde çok konuşuluyor. Grip aşısıyla ilgili 1 yıl sonrasının aşısı 1 yıl önceden sipariş etmeye çalışıyoruz. Bu yıl olan aşının siparişi de geçen yıllara dayanır. Her yıl ortalama aldığımız aşı 1 milyon 350 bin dozdu. Dünyada grip aşısının arzı toplamda %20 oranında arttı. Pandemiyle birlikte grip aşısının önemi daha da arttı. Özellikle bu dönemde grip aşısının herkese yapılması gerektiği kanaati yayılıyor. Böyle bir durum söz konusu değil. Bu yıl için 1 milyon 350 bin grip aşısı tedarik ettik ve ilk 400 binini de eczanelere gönderdik. Bunun dışında grip aşılarını daha da artırmak için yoğun bir gayret içerisindeyiz. Şu an için bu sayının 2.4 milyona çıktığını söyleyebilirim geçen yıla göre. 3 milyonun da üstüne çıkarmak için yoğun bir çaba içerisindeyiz. Geçen yıla göre 2 kat artmış olacak yani. Dünyada arzının çok olmadığı ama talebinin fazla olmadığı bir dönemde grip aşısın riskli olanlara yapmak gerekiyor. Bununla ilgili de Bilim Kurulumuz bir çalışma yaptı ve kimlere öncelikle yapılması gerektiğini belirlemiş oldu. Özellikle 1) riskli gebelere (26 haftadan sonra ve doğumdan sonraki ilk 2 haftada olanlara 2) 65 yaş üstü kronik hastalığı olanlara, 5 yaş altı kronik hastalığı olanlara, 5-65 yaş arası 2 kronik rahatsızlığı olanlara, özellikle riskli olan sağlık çalışanlarımıza ve organ nakli olan kişilere olmak üzere ilk planda bunun dağıtımını hedefleyerek planladık ve peyderpey gelen aşıyı da bu çerçevede dağıtmış olacağız. Vatandaşımız e-nabız üzerinden riskli olmadığını görüp "ben yaptırmayacak mıyım" diye düşünmemeli. Sağlık çalışanlarımıza isterse Halk Sağlığı üzerinden yapılacak. Devamında bizim özellikle artışını hedeflediğimiz daha fazla tedarik için gayret gösterdiğimiz aşıyla ilgili bu kademelendirmeyi genişletmeyi düşünüyoruz. Bu anlamda telaşlanmayalım. Bu günden riskli görülmeyen kişileri daha sonra kademelendirmeyle birlikte riskli kişi olabileceklerini söylemek istiyorum. Geçen yıla göre 2 kat oranında daha fazla aşı tedarik ediliyor ve 3 milyonun da üstüne çıkarmak için gayret içindeyiz. Dijital altyapı boyutuyla çok güçlü bir altyapımız var. Bilgi-işlem altyapımız herkesi kapsayacak bir altyapıya sahibiz. Bu altyapı sahibinden risk durumunu, dağılımını her geçen gün genişletiyor olacağız.
Aşı çalışmalarında son durum
Pfeizer'ın ve Çin Snovak aşısının faz 3 çalışmaları ülkemizde yapılmakta. Sanırım kasım sonunda bu konuda bilgilenmemiz söz konusu olur. Bağışıklık durumunun nasıl seyrettiğini daha net görebiliriz.
Faz-3 çalışmasına izin verirken aşıların ülkeden ülkeye farklılık gösterebileceğini, vatandaşımız üzerindeki etkilerini görerek erken dönemde bir aksiyon alma şartıyla izin vermiştik. Aralıkta eğer beklentimiz şeklinde bu bağışıklık düzeyinin geliştiğine kanaat getirirsek aralık ayılarından bu aşılardan birisini Türkiye'de uygulamayı düşünüyoruz ve bağlantılarımızı da bu çerçevede yaptık. Muhtemelen aralıkta 5 milyon gibi bir aşılamayı yapabiliriz.
Ocak ve şubat için de devam etmiş olur aynı şekilde. Yerli aşımız için şu anda 16 çalışma devam ediyor. Tek tip aşı çalışmaları değil bunlar. Birden çok tip çalışılıyor. Gelecek haftadan sonra, bu arada seçilmiş olan kişilere ilk uygulamamızı başlatmış olacağız. Sanırım mart veya nisan gibi faz-3 çalışması bir noktaya gelmiş olur. Aralık-ocak-şubat döneminde yurtdışından uygun, güvenli gördüğümüz bir aşıyı uygulayabiliriz.
Okullarda vaka artışı var mı?
Okullarla ilgili şu anda ciddi bir salgına sebep olacak durum yok. Okula gitmeyen çocukların yaş grubuyla okula devam eden çocukların yaş grubunu kıyasladığımızda okula giden yaş grubunun gitmeyenlerin yaş grubuna göre %3-4 oranında düşük olduğunu görüyoruz.
Önümüzdeki haftalar benzer şekilde devam edecek mi bilmiyoruz. Ayın 2'sinden itibaren 5. ve 9. sınıflar da başlamış olacak. Belirgin bir artış olduğunu görmezsek diğer sınıflara da kademeli olarak geçilebilir. Ama son 2 haftadaki artışı görüyoruz, bazı illerde daha belirgin olmak üzere. Bu 2-3 hafta içerisinde elde edeceğimiz sonuçlarla bir değerlendirme yapmış oluruz.
Şu an için ciddi bir durum olmadığını rahatlıkla söyleyebilirim.
Özellikle sokağa çıkma yasağını düşünmüyoruz. Ama hareketliliğin artmasıyla birlikte salgının arttığını da iyi biliyoruz. Bu nedenle maske, mesafe ve temizliğin son derece önemli olduğunu, kalabalık ortamlara girilmekten kaçınılması gerektiğini, evlere de mümkün mertebe misafir alınmamasını bu dönemde önemsiyoruz.
Esnek mesai pik yapan saatlerde olmalı
Bunun dışında ulaşımın önemli bir kaynak olduğunu, hem kamuda hem özel sektörde esnek mesai ciddi anlamda devreye giriyor olmalı. Günün özellikle pik yapan 2 saati var. Bu pik yapan zaman dilimlerini azaltmak gerekiyor, bunun yolu da esnek mesaiden geçer.
Bölgede İl Hıfzısıhha Kurullarımız bu konuda son derece yetkili. Ulaşım açısından oluşabilecek riski minimalize etmek için üzerlerine düşeni yapıyor olmalı.
Maske sadece koronaya karşı değil, önümüzdeki dönem viral enfeksiyonların yoğun olacağı bir döneme giriyoruz. Maskenin bütün viral enfeksiyonlar için %90'a kadar önleyici olduğunu biliyoruz. Aşının %60 oranında koruyuculuğu olduğunu biliyoruz. Aşının etkisi azaltmak için söylemiyorum bunu.
Ülke olarak aşılamayı erken dönemde başlatmak istiyoruz. Önümüzdeki 4-5 ayın çok önemli olduğunu, maskenin her türlü viral enfeksiyona çok etkili olduğunu, hatta aşı benzeri bir etki gösterdiğini söylüyoruz.
Çocuk yaş grubunda viral enfeksiyonlar, influenza çok yaygın görülürdü bu dönemde. Ama şu an bu sayının artmadığını görüyoruz. Kovid hastalarının geldiği polikliniklerde bu sayı artıyor.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.