Halil Şahin

Halil Şahin

OLDUBİTTİLERİ KABUL EDİYOR MUSUNUZ?

Muhbirlik (jurnalcılık), müzevirlik, ajanlık gibi davranışlar; toplumlarda hiç de iyi sayılmayan ve nefretle karşılanan kötü zanaat. Kötü davranışlar kötüler tarafından kullanılmakla beraber, insanlar bu hallere kendi isteği dışında da düşebilirler. Sanki Dünya’da zaman içinde kurumsallaşmış gibi görünen bu kötülükler, genelde zaaf içinde bulunan zavallı insanların sömürülerek, diktatörlük ve tiranlık özelliği gibi öz çıkarcı yönetimlerin ve emperyalistlerin kullandığı bir yöntem ya da araçtır. Bazen bu hile, insanı ve devleti, hatta milleti badirelerden kurtarmak için de iyi niyetle ve meşru yollardan, yani yasalarla sınırlı olarak kullanılmaktadır. Siyasal alanda bu kötülüğü kullanmak isteyen egemenler, işe kabul edilebilirlik kazandırmak için, “gizli tanık”, “gizli tanıklık” gibisinden bir kavram ortaya atmışlar. Masum halk da bu zokayı hemencecik yutmuş. Nasıl yutmasın ki? Düşman, devleti ve ulusunu yok etmek için her tür namussuzluğu yaparken, ulusalcı yurttaş o devleti ve milletini kurtarmak için bir şeyler yapabilmek için çaba içinde. Ortaya konan yasal kurallar, gizli tanığın her tür tehlikeden korunmasını ve asla açığa çıkarılmamasını garantiye almıyor mu? Ama Dünya’nın hiçbir ülkesinde olmayacak olan şey, işte sonunda bizde oluyordu: Bölücü ve şeriatçı örgütlerin hareketlerini Jandarmaya haber veren muhbirlerin listesi, malum savcılar tarafından ele geçirilerek yayımlandı. Başta PKK olmak üzere bölgedeki örgütler hakkında bilgi toplayan bu muhbirlerin isimleri karşısında “PKK/ Kongra-Gel Örgütü hakkında bilgi verir” gibi bilgiler yer alıyor. Erzincan İddianamesi’nin 5 nolu klasöründe; 329 muhbirin adları, açık adres, telefon, meslek ve görevleri, otomobil plakaları gizleme olmaksızın yazıldı. “Elemanların adresleri ve telefon numaraları ve özellikleri” isimli 19 sayfalık dosyada bulunan “Aşırı Sağ Faaliyetler Timine ait Haber Elemanları” isimli belgede ismi listelenen 237 muhbirin meslekleri de açık açık yazılı. Elbette ki; bu listeye göre jandarma bölgede kuyumcu, fakültede öğrenci işlerinde memur, bakırcı, oto kaportacı, maden mühendisi, tuhafiyeci, pastaneci, hemşire, çiftçi, garson ve müftülük personelini muhbir olarak kullanmış. “İrtibatlı Memurlar” başlıklı dosyada bile “Kamu Personeli” isimli listede 12 memurun ismi var. Ey akıl sahibi insanlar! Şimdi düşünme zamanı: Bir Türk Savcısı, devlet düşmanlarını ihbar eden kişilerin listesini yayımlayıp devletin istihbarat örgütlenmesini çökertir mi? Devleti ele geçirmek için din iman tanımayan tarikatçılar bu işi de yapabiliyor. Muhbir adıyla anılan o iyi niyetli, devleti ulusu için bugünlerdeki böylesi hayati tehlikeleri göze alanların durumunu hiçe sayan bir savcıyı, “Türk Savcısı” sayabilir misiniz? Bundan başka, Jandarmanın muhbirleriyle ilgili tuttuğu “Kimlik Bilgileri ve Sosyo-Kültürel Durumu” başlıklı formda, tüm muhbirlerin eş ve çocukları ile ilgili bilgiler bulunuyor. Dahası; muhbirlerin bağlı olduğu ‘Toplayıcı’, “Birinci Amir”, “İkinci Amir” gibi sanlarla görevlendirilmiş olan askerlerin isim, rütbe ve telefonları da dava dosyasında yer almakta. Demek ki aynı zamanda; Devletin, Doğu Bölgesi’ndeki tüm istihbarat örgütlenmesi, bu savcılar tarafından açıklanmış ve çökertilmiştir. Demek ki; bölücü örgütlerin önündeki engeller ortadan kaldırılmaktadır! Siz; sizin de geleceğinizi bu denli yakından ilgilendiren böylesi düzmece oldubittileri kabulleniyor musunuz? Yoksa böylesi “hileyi şerler” sizi hiç ilgilendirmiyor mu?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Şahin Arşivi