Milat 15 Temmuz 2016 olmalı

Milat 15 Temmuz 2016 olmalı
MHP İl Başkanı Raşit Demirel, olağan basın toplantısında gündemi değerlendirdi ve FETÖ ile mücadele de tavrın 1 Ocak 2014 yerine 15 Temmuz 2016 olması gerektiğini açıkladı
Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Afyonkarahisar İl Başkanlığı’nın her hafta Perşembe günü düzenlediği olağan basın toplantısı, Milliyetçi Hareket Partisi İl Binası’nda gerçekleştirildi. MHP İl Başkanı Raşit Demirel, Türkiye’nin deney masasına yatırılmış bir denek gibi üzerinde uygulanan açılım süreci safsatası ve FETÖ'ye ‘Ne istediler de vermedik’ yanlışlarının sonunda her türlü tehdit ve tehlikelere açık hale geldiğini iddia etti. Bu ağır tablonun bedelini, her gün kanla canla hep birlikte ödendiğini belirten Demirel; “Şu an ülkemizin en büyük sorunu terördür. Terörle mücadele terör örgütünün adına, kimliğine, hedefine göre yapılmaz. Nasıl ki, hepsinin ortak hedefi bu ülkenin varlığı ve birliğini yok etmekse, mücadelede hedef de bunların alayını birden temizlemek olmalıdır. Nitekim bu ölçü uygulanmadığı için Türkiye tarihinin en zor ve sıkıntılı dönemini yaşamak zorunda kalmış, etrafımız kuşatılmış ve oluk oluk kan akmıştır. PKK ile müzakere, PYD'yi görmezden gelme, IŞİD'i başkalarının sorunu olarak değerlendirme, FETÖ'nün her istediğini verme yanlışlarının sonunda Türkiye her türlü tehdit ve tehlikeyle karşı karşıyadır. Bu ağır tablonun bedelini, bugün kanımızla canımızla hep birlikte ödemek zorunda kalıyoruz.  Gün geçmiyor ki bir şehit haberi duymayalım. Terör üç gün önce yine yüreğimizi yaktı. 22 yaşındaki evladımızı, Yunus Çiçeğimizi toprağa verdik. Bu son olsun dilek ve temennilerinde bulunurken, şehitlerimize rahmet, aziz Türk Milletine de  baş sağlığı diliyorum” şeklinde konuştu. TEK ÇARE HUKUK VE LİYAKAT 15 Temmuz darbe girişiminin, mevcut hükümetin 14 yıldır uyguladığı yanlıştan dönülmesi adına hayırlı bir uygulamaya fırsat verdiğini savunan Demirel şunları söyledi: “İktidar sorumluluğu taşıyanları, 14 yıldır sürdürdükleri hatalarından vazgeçirip doğru olan uygulamanın başlatılmasına 15 Temmuz darbe girişimi vesile olmuştur. Bugün yapılanlar doğru ve yerinde olduğuna göre, 14 yıldır yapılanların yanlış ve hatalı olduğu da böylece kanıtlanmış bulunmaktadır. Doğruyu görmek, yanlıştan dönmek güzel bir gelişmedir. Ama sorunun ortadan kalkması için yeterli değildir. Önemli olan, terörle mücadele her şeyden önce gelmeli ve tam bir kararlılık içinde sürdürülmelidir. Özellikle Sayın Başbakanın açıklamalarında bunun izlerini gösteren mesajlar alıyoruz. Ancak, uygulamada hala yanlışlıkların, yetersizliklerin ve eksikliklerin olduğu da bir gerçektir. FETÖ ile mücadelede varılan nokta tam bir cadı kazanıdır. Ülkenin Cumhurbaşkanı ekran karşısına çıkıp ‘At izinin it izine’ karıştığını ifade ediyor. Bunu bizde söylüyoruz. At izinin it izine karışması en çok terör örgütlerinin ve söz konusu olan FETÖ'nün işine yarayacağı aşikârdır. Haklı-haksız, suçlu-suçsuz birbirine karıştığı için kriptoların kendilerini gizlemesine uygun bir zemin oluşturduğu gibi, bu haklı ve doğru mücadelenin sulandırılması ve kafalarda soru işaretleri oluşmasına sebep olmaktadır. Tek çare hukuk ve liyakati öne çıkarmaktır.” “AKP, MHP ÇİZGİSİNE GELDİ” Türkiye’nin hala ayakta, gelecek için bir ümit taşımasını, yeniden tesis etmeye çalışılan birlik ve beraberliğin tüm sorunları bertaraf edebilme inancını, bu ortamı sağlayan tek ve yegâne temel unsurun partisi MHP ve Genel Başkanı Dr. Devlet Bahçeli'nin engin liderlik vizyonuna bağlayan Demirel; “AKP'nin açılım adı altında yürüttüğü ihanet projesiyle ülkeyi çözüp uçuruma götürmeye çalıştığı günlerde biz bunu sürekli dile getirdik. Ülke bir kardeş kavgasına sürükleniyor, ülke bir iç savaş ortamına çekilmeye çalışılıyor diye bas bas bağırdık ama duyanımız olmadı. 15 Temmuz kalkışmasında dik duran, herkesten önce demokrasiye ve ülkesine sahip çıkan, bu hainliğe karşı ilk dakikadan itibaren direnen parti MHP ve onun lideri Sayın Devlet Bahçeli olmuştur. 15 Temmuz sonrasında en çok ihtiyacımız olan milli birlik ve beraberlik ruhunun tesisinde, MHP'nin rolünü yüce Türk Milleti yakından görmüş ve şahit olmuştur. Bu duruş çok önemlidir. Bu duruşa paralel olarak hükümetin terörle mücadele konusunda eski alışkanlığından vaz geçerek MHP çizgisine gelmiş olması memnuniyet vericidir. Burada önemli olan tek şey, mücadelenin sonuna kadar sürdürülmesi ve sonuca ulaştırılmasıdır. Doğrulara nasıl destek veriyor ve onaylıyorsak, gördüğümüz eksikleri, ortaya çıkan yanlışlıkları da dile getirmeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu. BEDEL MHP’YE ÇIKARILACAKTI 7 Haziran seçimlerinden sonra CHP’nin talebi olan MHP'nin her hangi bir şekilde HDP’li bir formüle geçit verme ihtimalini yorumlayan Raşit Demirel sözlerini şöyle sürdürdü: “Bugün yaşananlara bakılırsa, neler olabileceğini az çok tahmin edebiliyorsunuzdur? Bugünkü tablo aynıyla, belki de çok daha ağır şekilde yaşanacaktı. Bunun aksini hiçbir kimse söyleyemez. HDP gibi terör uzantısı olan bir partinin içinde olduğu, CHP gibi tutarsız ve her türlü etkiye açık bir partiyle kurulan koalisyon, bu kadar belayla, bu kadar ihanetle nasıl uğraşır, nasıl bu alçaklıkları defedilebilirdi? En önemlisi de böyle bir hükümet ne kadar ayakta kalabilirdi? Hadi çıksın, vicdan ve ahlak ölçüleri içerisinde olan biri bu soruya cevap versin. Birde madalyonun diğer yüzüne bakalım. O şartlarda muhalefet durumunda olacak olan AKP, kendi ürünü olan bütün bu tablonun günahını, bedelini MHP'ye çıkarıp, büyük bir keyifle meydanlarda kahramanlığa soyunacak ve kendileri iktidarda olmadıkları için bunların yaşandığını söyleyecekti. Yapılacak ilk seçimde de milletimiz üzerinde oynamakta her zaman başarılı olduğu ‘algı’ yöntemini uygulayarak belki de yüzde 70'le yine tek başına iktidara gelecekti. İşte o zaman sürekli aklında tuttuğu ve hayalini kurduğu Anayasayı değiştirip her şeyden önemli gördüğü başkanlık sistemini de böylece ülkeye dayatacaktı.” KARARLILIK LAF İLE OLMAZ “Kararlılık sadece lafla olmaz. MHP olarak biz ortaya ne koyduğunuza bakarız”diyen Raşit Demirel, 15 Temmuz sonrası ortaya konulanların tatmin etmediğini, FETÖ ile mücadelenin sanki daha dün başlamış gibi gösterildiğini belirten Demirel Her gün yeni tutuklamalar, gözaltılar yapılıyor, ama bir türlü işin özüne dokunulamıyor. Bu mücadelede en hayati kurum olan MİT'de bile güvenli bir ortamın sağlanamadığı anlaşılıyor. Ortalıkta insanların gözlerine bile inanamayacağı bilgi ve belgeler dolaşıyor. AKP Milletvekillerinin heyetler halinde FETÖ ele başısını ziyaret ettiklerini ibretle görüyoruz. Ama her ne hikmetse siyasete ne dokunuluyor, ne de yanından geçiliyor. Bu şartlarda yapılanların doğru ve yeterli olduğunu nasıl söyleyebiliriz? Çok açık şekilde bir yerlerde yanlışlıklar ve yetersizlikler var. Sorumluluk, birinci derecede yönetimi elinde bulunduranlarındır. Muhalefetin birinci görevi, gördüğü yanlışları söylemek, hükümeti uyarmak ve doğru yapılanları onaylamaktır. Nitekim, MHP bu yönüyle örnek bir muhalefet örneği ortaya koymuş ve Türkiye'nin bu derin bunalımdan çıkabilmesi için elinden gelen her şeyi yapmıştır. Ancak, tahammül sınırları zorlanır, ülke ve milletin geleceği yerine AKP'nin özel hesapları öne çıkar ve gösterilen bu iyi niyet istismar edilirse, söyleyecek en çok sözü olan, bugüne kadar her söylediği haklı ve doğru çıkan, millette en çok karşılığı bulunan MHP'nin muhalefetiyle karşı karşıya kalınacağı da asla unutulmamalıdır. Yine unutulmamalıdır ki, AKP'ye gümüş tepsi üzerinde altın bir fırsat verilmiştir. Bunu doğru kullanmak, ülkenin ve milletin ihtiyaçlarına göre hareket etmek mecburiyetindedir. Fırsatların stoku olmayacağı gibi, son pişmanlığın fayda vermeyeceğini de hatırdan çıkarmamalıdır. Bizce milat 15 Temmuz olmalı”  dedi. “GÖRÜŞMEDE BİRÇOK SIR SAKLI” Toplantının açılış konuşmasını MHP İl Başkan Yardımcısı Mehmet Kocacan gerçekleştirdi. AK Partili Belediye Başkanı Burhanettin Çoban’ın FETÖ Lideri Fetullah Gülen’in Pensilvanya’da ki malikânesinde amacı bilinmeyen, daveti ve şekli sorgulanmayan görüşmesinin kendi ağzından dinlendiğini söyledi. Çoban’ın sözünü ettiği açıklamayı kendisini ihbar edercesine yaptığını ileri süren ve açıklaması sonrası “hafiften suçlu” biçimde özür dilercesine elinde olmadan sehven işlenmiş bir hata gibi gösterdiğini ileri süren Kocacan; “AKP’ye oy veren veya vermeyen tüm Afyonlu hemşehrilerimizin de bu görüntüleri izlediğine eminim. Ancak içinde birçok sırrı ve gizemi saklı bu görüşmede nelerin tavizinin istendiği, hangi işlerinin halledilmesi veya yardım talepleri hiç belli değil. Sanki arkadaşlar Amerika kıtasına turistik geziye gitmişler de oradan da Pensilvanya’da ki sözde âlim zata bir uğrayalım demişler” dedi. “BAŞKANI AKLAMA YARIŞINA GİRDİLER” Pensilvanya görüşmesine kimlerle gidildiğine dikkat çeken Mehmet Kocacan, görüşmeye Afyonkarahisar’ın ileri gelen işadamları, siyasilerle birlikte gidildiğini ama bu kişilerin günümüzün “vatan haini” ilan edildiğini söyledi. Kocacan; “Yahu kardeşim siyasilerin dışındakilerin yaptığı hainlik oluyor da siyasilerin yaptıkları masum bir hareket mi? Bir şaşkınlığımda moderatör ve basın mensubu arkadaşlara. Sayın Başkanın kendilerinin bulunmadığı topluluklarda lehinde ve az ama aleyhinde, birçok köşede kalemiyle, yazılarıyla sataşanlar, diliyle her şeyi söyleyenler adeta mütevazı bir tavırla onu izlemişlerdir.  Masumiyet karinesine bürünüp, Başkana anlaşmalı sorular sorarak aklama yarışına girişmişlerdir” diye konuştu. “BUNDA BİR ADALET VAR MI?” “Bizlerde bu ilin vatandaşı, mahalle sakiniyiz” diyen Mehmet Kocacan sözlerine şöyle devam etti: “Eğer bizlerin idareciler ile ilgili ufacık haklarımız var ise yönetim zafiyeti göstermişler kanun dışı hal ve tavır içine girmişlerse yani ne istediler de vermedik? Kurban, himmet, bağış, bağ, bahçe, okul, arsa, yurt bölgesi yeri gibi. Bizde bu hakları karşılıksız bedelsiz tasarruflarını kendi görenler hakkında haklarımızı helal etmiyoruz. Kendilerinin ABD, Pensilvanya ziyaretlerini ifade edenlerin, bu işte hatasız görünme çabası bize hiçte inandırıcı gelmemekte. Kendileri makam, mevki, rütbe ve paye düşkünü değillerse derhal istifa kendilerini aklayabilirler. Bizde böylece kendilerine haklarımızı anamızın ak sütü gibi helal ederiz. Kendileri yapınca kandırıldık, Afyonlu hemşehrilerimiz yapınca kandırıldık. Afyonlu hemşehrilerimiz yapınca suça iştirakten ceza, uzaklaştırma, karalama, görevden el çektirme hatta kodes. Bunda bir adalet var mı?”  >> Burcu AYDIN’ın Haberi

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.