Mehmet Ünal Taşpınar

Mehmet Ünal Taşpınar

KEŞANLI ALİ DESTANI’NIN ZİLHA’SI

 

GÜLRİZ SÜRURİ

Gazetede bir ilan:

Veda, 
Gülriz Sururi Cezzar, 
Dünyamızdaki yolculuğunu tamamladı. 
Dilediği gibi dün toprağa karıştı.

Kaybettiğimiz değerlerden biri daha böyle sessiz sedasız gitti 2018’le beraber.

Birçok yazar yazdı. Biz de değişik bir şekilde analım dedik Gülriz Sururi’yi.

Türk Tiyatrosu’nun dünyaya tanıtılmasında emeği geçen yazar Keşanlı Ali Destanı oyunuyla HALDUN TANER ise, Keşanlı Ali rolüyle ENGİN CEZZAR, Zilha ve Nevvare rolleriyle de GÜLRİZ SÜRURİ idi. Yalçın Tura (Müzik), Genco Erkal (Sahneye Koyan), Carlo d’Alpino Capocellı (Orkestra Şefi) ve bir birinden değerli 40 kişilik kadro…

Gülriz Sururi’nin oyunun ilk gece heyecanını anlattığı bir yazıdan parçalar aktaracağım.

“Unutulmaz anılarım var Keşanlı Ali’nin hazırlanışı ile ilgili.”

(… ) “Yorgunum, sinirlerim iyice gerilmiş. Hazır olmayan, son gün bile hala eksik kalan şeyler yüzünden. Sonunda oyun günü gelip çatıyor. Gece uyku uyuyamamışım, yüzüm sapsarı, gözlerim kıpkırmızı. (…) O sırada herkes gelip bir şey soruyor, bir şey istiyor. Eksik kostüm aksesuarından, kaybolan makyaj kalemlerine kadar bana soruyor oyuncular. Makyaj odasındaki sandalyeyi beğenmiyor bazısı, herkesin sinirleri gergin. Oyunun ikinci perdesinde, bir köylü ZİLHA kılığına, bir NEVVARE kılığına girerek on kez kostüm değiştirmem gerek art arda. Daha bir prova bile yapmış değiliz kostüm değiştirerek.”

(…) Engin’le başarılar diliyoruz birbirimize, öpüşüyoruz. Buz gibi ikimizin de dudakları. Boş sahneye başta Genco [Erkal] olmak üzere oyuncular sıralanıp takdim şarkısını söylemeye başlarken birden bütün salon alkışlamaya başladı daha ilk sözcükleri: ‘Sineklidağ burası, şehre tepeden bakar. Ama şehir uzakta masallardaki kadar.’

“Ben o güne kadar hiçbir oyunda tüm oyuncuların canını dişine takıp olan olmayan yeteneklerini böylesi ortaya koyduklarını görmemiştim. Oyun kanatlanmış, uçuyordu.  Seyirciyi de ardından koşturarak. Engin sahneye girene kadar rahatlayamadım gene de, çelik gibiydim sinirden. Engin, ilk kez yerli bir tip oynayacaktı ve de hapisten çıkmış, külhan bir ağzıyla konuşan, pabucuna yan basan Keşanlı Ali, bu yerli tip. İşte daha ilk anda seyircinin Engin’i severek kabul ettiğini görünce rahatladım birden. Ve o rahatlıkla girdim sahneye.”

Gülriz Sururi’nin bu yazısı çok uzun. Anımsatmak için aldım bu kadarcığını.

Bizlere güzel oyunlar izlettiler.

Rahat uyuyorlardır mutlaka, birbirlerine de kavuştular Engin Cezzar ve Gülriz Sururi. Toprakları bol olsun.

(Haldun Taner’in Keşanlı Ali Destanı, “Anılarda” bölümü, YKY, 10. Baskı 2018, Syf. 130-138’den kısaltılarak alınmıştır.)

MEHMET ÜNAL TAŞPINAR

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Mehmet Ünal Taşpınar Arşivi