HDP’li teröristleri CHP savunuyor

HDP’li teröristleri CHP savunuyor

Milliyetçi Hareket Partisi (MHP) Afyonkarahisar İl Başkanlığı’nın düzenlediği haftalık basın toplantısında gündem tutuklanan HDP’li milletvekilleri ve CHP’nin tutumu oldu HDP Eş Genel Başkanları ve tutuklanan 8 Milletvekilinin Türkiye’nin bölünmez bütünlüğüne karşı eylemler içinde olduğuna dikkat çeken MHP İl Başkanı Raşit Demirel, CHP’nin tutuklanan vekilleri savunmasının kabul edilemez olduğunu bildirdi MHP Haftalık basın toplantısı parti binasında gerçekleştirildi. Toplantıya MHP İl Başkanı Raşit Demirel ile birlikte İl Başkan Yardımcıları Mehmet Kocacan ile Raziye Akalın’da katıldı.

ATA’MIZI RAHMETLE ANIYORUZ

Programın açılış konuşmasında devletimizin kurucusu Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün vefatının 78. Yılını yaşadığımız söyleyen Demirel, “Bugün 10 Kasım. Cumhuriyetimizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün aramızdan ayrılışının 78.yılı. Türk Milleti için 10 Kasım, bir matem günü olmaktan çok, Türkiye cumhuriyeti ile birlikte yaşayacak olan Büyük önder Atatürk’ü anma ve düşüncelerini anlama günü olmalıdır. O’nu anarken ve anlamaya çalışırken üzerinde durmamız gereken esas unsurlar Atatürk’ün ‘En büyük eserim’ dediği Cumhuriyete yön veren kurucu ilkeleridir. Cumhuriyetçilik, Devletçilik, Milliyetçilik, Halkçılık, İnkılapçılık ve laiklik, Türkiye Cumhuriyetini var eden asli nitelikler olarak karşımıza çıkmakta, ülkemizin geleceğine ışık tutmaktadır. Atatürk’ün egemenliği kayıtsız şartsız millete ait bir yetki olarak  gören anlayışı, Türkiye’mizin bugün sahip olduğu demokratik rejim açısından belirleyici bir öneme sahiptir. Atatürk, hiçbir zaman ırk, din, etnik köken esasında tanımlanan millet anlayışlarına itibar etmemiştir. Onun için milletin ayırt edici vasfı, ortak bir tarih ve birlikte yaşama iradesidir. İşte bu yüzden bugün Türkiye, anayasal vatandaşlık zemininde tarih şuuruna ve ortak yaşama iradesine sahip güçlü ve demokratik bir ülkedir. Ülkemizin kurtarıcısı, laik, demokratik ve çağdaş Türkiye Cumhuriyetinin kurucusu, eşsiz devlet adamı Atatürk, dün olduğu gibi bundan böylede yolumuzu aydınlatırken, ilke ve inkılapları ülkemizin geleceğine yön vermeye devam edecektir. Buna hiç şüphe yoktur. Türk milletinin eşsiz evladı Başbuğ Atatürk’e buradan söz veriyor ve diyoruz ki; ‘En büyük eserim’ dediğiniz ve bize emanet ettiğiniz Türkiye Cumhuriyetini sonsuza kadar ilelebet yaşatacağız. Sen rahat uyu” dedi.

 TERÖRE ASLA TAVİZ VERİLEMEZ

PKK ve HDP’nin terör maşası olduğuna dikkat çeken Demirel, “MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin, PKK-HDP konusunda tavizsiz duruşu,  AKP'ye mutlaka ki moral ve cesaret vermektedir. Bu duruş, hem milli iradeyi güçlü kılmakta, hem de iktidarın terörle mücadelede elini güçlendirmektedir. Türk devletini yönetme sorumluluğunu şuan elinde bulunduran AKP, bundan sonra asla taviz vermeden mücadelesini sürdürmelidir. Gelinen noktada, MHP Lideri Devlet Bahçeli'nin haklılığını görebilmeleri ve geçmişte yapılan büyük hatalardan ders çıkarmaları, Türk milletinin menfaatleri adına olması gerekenlerdir. Bu mücadeleden dönüş, millete ihanet olur. Hak, hukuk tanımayan, emir ve talimatları İmralı-Kandil'den alan, PKK adına siyaset yapan HDP'nin eş başkanlarına ve bazı milletvekillerine gecikmişte olsa operasyon yapılması sevindiricidir. Bizzat terörist başı Öcalan'ın talimatıyla kurulan HDP, tartışmasız bir İmralı projesidir. Aslında HDP'lilerin tamamı yargılanması gerekirken sadece bazıları gözaltına alınıp, tutuklanmasını yeterli bulmuyoruz. HDP'li olup da terör örgütü PKK'ya hizmet etmeyeni bulmak mümkün değildir. Herkes kabul ediyor ki, HDP'yi kurulduğu günden bu güne kadar şımartan ve muhatap alarak güçlendiren 14 yıllık AKP iktidarı olmuştur. Dolmabahçe buluşması, Habur karşılaması ve Kobani'ye yardım koridoru AKP'nin en büyük hataları olarak tarihe geçmiştir. HDP, bu atmosferde fazlaca şımartılmıştır. Şu var ki, özellikle son bir yıl içerisinde ve 15 Temmuz FETÖ darbe girişiminden sonra AKP, PKK ile mücadele konusunda bazı dersler çıkardığı anlaşılmaktadır. Terörle mücadelede nihayet doğruyu bulan AKP, ihanetin diğer ayaklarıyla da mücadeleye başlaması, geç kalınmış olunmasına ve bu millete ağır bedeller ödettirmesine rağmen, ihanetin durdurulması adına gereğini yapmaları memnuniyet vericidir” dedi.

TÜRKİYE MEŞRU HAKKINI KULLANDI

Terör destekçisi vekillerin tutuklanmasının son derece doğru bir karar olduğunu ifade eden Demirel, “HDP Milletvekilleri için Türkiye meşru hakkını kullanmıştır. Bundan Türk millet olarak kimsenin rahatsız olmaması gerekir. İşbirlikçilerin, bu kandan beslenenlerin ve Türkiye Cumhuriyeti ile meselesi olanların rahatsız olmalarına şaşırmıyoruz. Tabi ki herkes varlık sebebinin gereğini yerine getirecektir. İçerideki hain güruhunu biliyor ve yakından tanıyoruz. Demokrasi kisvesi ile kalleşlik yapanlara karşı da dikkatli olmak zorundayız. Özellikle AB ülkelerinden ve kurumlarından, ABD'den çok enteresan açıklamalar gelmektedir. Güya endişelilermiş. Biz de onların bu açıklamalarından endişeliyiz. Zira, gelen değerlendirmelerin gerçekle hiçbir ilgisi olmamasına rağmen, tamamen ön yargılı, kışkırtıcı ve hatta düşmanlık içermektedir. Türkiye'nin karşı karşıya kaldığı tehditleri görmezden gelerek bize demokrasi dersi vermeleri abesle iştigaldir. Terörün, kan dökmenin, bölücülüğün, kalleşliğin neresi demokrasiye sığıyor? Günde ortalama 3 şehit verirken neden hiç sesleri çıkmıyor? Bu kadar kanın, terörün, ihanetin yüzde biri onların ülkelerinde olsa, Diyarbakır'da patlayan bomba onların şehirlerinde patlasa ne düşünür ve ne yaparlardı acaba? Gök kubbeyi başlarına yıkmazlar mıydı? Sıra Türkiye'ye gelince terörün adı demokrasi, kalleşliğin adı insan hakları, ihanetin adı barış oluyor. Aslında HDP milletvekillerinin tutuklanması çok geç bile kalmıştır. Dünyanın hiçbir yerinde kendi arabasıyla terör örgütüne silah taşıyanlara, terörist cenazelerine katılıp devlete kafa tutanlara hiçbir şey yokmuş gibi davranılamaz. Bunun aksine söylenenler, bu ihaneti demokrasi ve fikir özgürlüğü ile izah edenler yalan söylüyor, milletin aklıyla da dalga geçiyorlar. Bu güne kadar çok fazla yanlış yapıldığı için bunun bedelini ağır ödüyoruz. Zamanında müzakere yerine mücadele yapılsaydı, bu ihanet şebekesiyle masada oturmak yerine hadleri bildirilseydi, ne bu kadar kan dökülürdü, ne bu kadar şehit verilirdi, ne de üzerimize bu kadar çok gelinmesine zemin hazırlanmış olurdu. Zararın neresinden dönülürse kardır diyoruz. Yeter ki bundan sonra hata yapılmasına zemin hazırlanmasın” dedi.

MHP HAKLI ÇIKMIŞTIR

Terör konusunda MHP’nin uyarılarının ne kadar doğru olduğunun şimdi daha iyi anlaşıldığını ifade eden Demirel, “Türkiye 14 yılın yanlışları, yetersizlikleri, teslimiyetleri ve savrulmalarıyla ne yazık ki bu duruma gelmiştir. Bu süre içerisinde her söylediğinde haklı çıkan tek parti, MHP'dir. Aslında bu günkü ortam, MHP için muhalefet yapmaya son derece uygun bir ortamdır. Bu zeminde yapılacak muhalefetten en karlı çıkacak olan partinin MHP olacağı, akıl ve izah sahibi herkesin gördüğü ve kabul edeceği bir gerçektir. Ancak, AKP'yi yıkmak için ülkenin felakete sürüklenmesine seyirci kalmak, hatta yardımcı olmak tek kelime ile ihanettir. Bu durum MHP'ye terstir. MHP her ne olursa olsun, ülkenin bölünmez bütünlüğünü savunacak, bunun için elinden gelen her şeyi ve her fedakarlığı yerine getirecektir. Şu anda yapılan da budur. Nitekim, gidişin felaket olduğunu gören AKP'de, MHP'ye sarılmak, sayın Bahçeli'yi dinlemek ve anlamak gereğini hissetmiştir. Bu durum başta CHP olmak üzere bu ülke ve milletle meselesi olanları rahatsız etmesine rağmen son derece hayırlı ve faydalı bir gelişmedir. Türk milleti her şeyin farkındadır. Bütün beklentimiz ve dileğimiz AKP'nin bu konuda samimi olması ve MHP'yi ve sayın Bahçeli'yi doğru anlamasıdır” dedi.
CHP İHANETİ SAVUNMAMALI
CHP’nin terör destekçisi HDP’yi savunmasının kabul edilemez olduğunu ifade eden Demirel, “AKP, şimdiye kadar ki yanlışını fark etmiş olmasına rağmen, CHP'nin hala aynı yerde durmasına, aynı yanlışı sürdürmesine, hatta ihaneti savunmasına anlam veremiyoruz. Parti Meclisi toplantılarından sonra yapılan açıklamanın, yayınlanan bildirinin elle tutulur bir tarafı yoktur. Demokrasiyi, hukuku, mağduru savunmak başka bir şey, bu değerleri maske yaparak ihanete yol vermek başka şeydir. CHP genlerinde zaten var olan ülkesi ve milletiyle sorunlu olmayı, özellikle 15 Temmuz sonrasında yeni bir aşamaya taşımıştır. Bu durum sadece siyasi hesaplarla, FETÖ ve HDP-PKK tabanına göz dikmiş olmayla izah edilemez. CHP bildirisinde açıkça isyan çağrıları yapılıyor. Ülkenin tarihindeki en zor ve en sıkıntılı dönemini yaşadığı, etrafının ağır ve yakıcı şekilde kuşatıldığı, içerideki ihanetin zirve yaptığı bir dönemde CHP'nin Türkiye'de ana muhalefet konumunda olması talihsizliktir. İçeridekiler bu kadar gaflet içinde olunca dışarıdan gelen kalleşliklere de şaşırmamak gerekir. Zira, AB ülkeleri ve ABD'nin açık şekilde bir düşmanlık yürüttüklerini ve artık kendilerini gizleme ihtiyacı bile hissetmediklerini ibretle takip ediyoruz. Bir taraftan terörden şikayet ediyorlar, diğer taraftan kendilerinin de terör örgütü olarak kabul ettikleri PKK ve uzantılarını destekleyip silahlandırıyorlar. Türkiye'nin bu kahpelerle mücadelesini sulandırmak, engellemek ve vazgeçirmek içinde özel bir çaba sarf ediyorlar. Ne acıdır ki dışarıda kullanılan argüman, içerideki CHP ile aynı doğrultuda olduğunu görüyoruz. CHP'nin HDP sözcülüğüne soyunması, terör uzantılarına sahip çıkması çok vahim bir durumdur. Habur kapısında düzenlenen törendeki fotoğrafı görmemezlikten gelmek. AKP ile birbirlerini tamamlamaya çalışmak, teröristlerle müzakerede ülkeyi ne hale getirildiğini görmemeye çalışmak, bu ülkeye ihanetten başka bir şey değildir” dedi.
MHP’NİN ÇİZGİSİ BELLİDİR
MHP’nin iktidarda kim olursa olsun terör konusunda ki duruşunun net olduğunu ifade eden Demirel, “MHP dün nasıl bir duruş sergilediyse, bugün de aynı duruşu sergilemektedir. MHP'nin çizgisi, milletin birliğini korumaya çalışan ve devletin otoritesini koruyan bir çizgidir. Bugün Cumhurbaşkanı başka biri olsaydı, iktidarda da başka bir parti olsaydı, terörle mücadele de desteğimiz yine aynı olurdu. MHP'yi anlayan ve kavrayanın, bu çizgiyi anlamaması mümkün değildir. 'Terörle mücadelede biz AKP'ye destek vermeyiz' gibi bir ifade, Milliyetçi Hareketin ruhuna yakışan bir duruş değildir. MHP, şuan HDP'nin avukatlığını yapan CHP'nin duruşunu sergileyemez. Tutuklanan HDP'lilere sahip çıkmak için seferberlik başlatan CHP’nin tavrını takınamaz. CHP, PKK'ya hizmet edenlere 'Seçimle gelen seçimle gider' propagandasıyla sahip çıkmaktadır. Bunu Selin Sayek Böke ifade etmiş, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu sürdürmüştür. Türkiye'ye düşmanca saldıran, her gün şehadetlere neden olan bölücü terör örgütü PKK'ya güzellemeler yapan ve sürekli destekleyen HDP'lilerin yargı önüne çıkarılmaları doğru ve meşru bir karardır. Bundan hiç kimse rahatsız olmamalı, olan varsa da öncelikle kendi niyet ve fıtratını sorgulamalıdır. 'Seçimle gelen seçimle gider' diye propaganda yapıp PKK'ya destek vermeyi demokrasi ve özgürlük kılıfına sokmaya çalışan Kemal Kılıçdaroğlu'na şunu sormak istiyorum: Askere davulla, zurnayla, kınayla giden asker, niye tabutla geliyor? Sizin 'Seçimle gelen seçimle gider' diye destek verdikleriniz, asker ve polislerimizin katilleri değil mi?  Bunların çoğu meclise, Kandil'in kucağından, İmralı'nın koynundan gelmedi mi? Görülüyor ki CHP, HDP'nin tüm sorumluluğunu ve savunmasını üzerine almış bulunmaktadır. Buna nedenin, PKK'lı Selahattin Demirtaş'ın CHP'ye; "Açık söylüyorum, ilk sandık önümüze kurulduğunda güçlü bir muhalefet bloğuyla bunları devirmemiz lazım" sözlerinin CHP üzerinde etkili olduğu kanaatindeyiz” dedi.
 ÖNCE ÜLKEMİZ VE MİLLETİMİZ
MHP’nin önce ülke ve millet için hareket ettiğine dikkat çeken Demirel, “Bütün bu gelişmeler karşısında Türkiye kendi varlığının, bölünmez bütünlüğünün ve menfaatlerinin gereğini yapmalıdır. Daha doğrusu yapmak zorundadır. Bir defa daha ve altını çizerek hatırlatalım: Kimin ne dediğine, ne yaptığına bakmadan, kendi işimizi kendimiz görmek zorundayız. AKP'den bu konuda gelen açıklamaları önemsiyoruz. Bu açıklamalar kağıt üzerinde kalmamalı ve mutlaka yerine getirilmelidir. Daha önce söylenip de yapılmayanların bedelini çok ağır ödüyoruz. Kaldı ki, AKP bu konuda yalnız değildir. MHP gibi 'önce ülkem ve milletim' diyen, bu vatanın bölünmez bütünlüğü için gerekirse her türlü bedeli ödemeye hazır bir parti, Devlet Bahçeli gibi çözüm üreten ve yol gösteren bilge bir lider var. MHP dünde, bugünde,  Yarında bu duruşu göstermeye devam edecektir. MHP, Türkiye'nin ve Türk milletinin gelecek sigortası ve son direniş burcudur. MHP dik durduğu sürece, Türkiye'nin milli birliğini sarsmak, bölünmez bütünlüğünü yıkmak, bölücü senaryoları hayat geçirmek mümkün değildir. MHP ayakta olduğu sürece, Cumhuriyetin temel değerlerini ayaklar altına almak mümkün değildir. MHP var olduğu sürece, Türkiye Cumhuriyeti devletinin ve büyük Türk milletinin varlığına kastetmek mümkün değildir. MHP'nin Türkiye'nin milli birliğine ilişkin sorumlu duruşu değişmediği sürece, bin yıldır bir arada yaşamış Türk milletinin fertleri arasına fitne tohumları ekmek ve Türkiye'yi kanlı bir kardeş kavgasına sürüklemek mümkün değildir. MHP bunun için bölücü hainlerin kâbusudur. MHP bunun için Türkiye üzerinde içeride ve dışarıda alçakça hesaplar yapanların can düşmanıdır. MHP'nin çizgisi, milletin birliğini korumaya çalışan ve devletin otoritesini koruyan bir çizgidir. Bugün Cumhurbaşkanı başka biri olsaydı, iktidarda da başka bir siyasi parti olsaydı, terörle mücadeleye verdiğimiz destek yine aynı olurdu. MHP'yi anlayan ve kavrayanların dualarına ve takdirlerine mahzar oluyoruz. Bu çizgimizi anlamamakta ve bizi bu konuda tenkit etmeyi sürdürenlerin siyasi beklentilerini ve niyetlerini biliyoruz. Yeri ve zamanı geldiğinde onlara da hak ettikleri cevabı vermekten geri kalmayacağız” dedi. Afyonprestij.com

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.