Hayat ertelemeye gelmez

Hayat ertelemeye gelmez

Başka hayatların tanığı olduğumuz kadar kendi hayatlarımızın da tanığıyız. Hayaller âleminden gerçeğe uyanmak için şimdi reçetemize geldik: Bir yerlerde tıkanıp kaldığımızda hayat, soluk almak için güçleştiğinde, yüreğimiz susup, mantığımız sürüklemeye başladığında ayaklarımızı, dağlara dönmeli yüzünü insan. Yeni patikalar, yeni yollar seçmeli, yüreğimizi ferahlatacak; yeni insanlarla tanışmalı, yeni keşifler yapacak... Hep isteyip de, bir gün yaparım diye ertelediğimiz ne varsa, gerçekleştirmeyi denemeliyiz. Her geçen gece, ölüme bir gün daha yaklaştığını; zamanın bir nehir, kendisinin bir sal olup da, O dursa da yolculuğun devam ettiğini anlamalıyız. Baş döndürücü bir hızla geçiyorsa birbirinin aynı günler, her akşam aynı can sıkıntısıyla eve giriliyorsa, değiştirmeye çalışmalıyız bir şeyleri; küçük şeylerle başlamalı belki; örneğin, bir kaç durak önce inip servisten, otobüsten; yürümeli eve kadar, yüreğine takmalı güneş gözlüklerini; gördüğünü hissedebilmeli! Sağlığımızı kaybedip, ölümle yüz yüze gelmeden önce, değerli olabilmeli hayatımız! İlla büyük acılar çekmemeli, küçük mutlulukları fark etmek için! Başkasının yerine koyabilmeliyiz kendimizi; ağlayan birine "gül", inleyen birine "sus" dememeliyiz! Ağlayana omuz, inleyene çare olabilmeli! İnsan Şu; adaletsiz, merhametsiz dünyaya ayak uydurmamalı; sevgisiz, soysuz kalarak! Dikeni yüzünden hesap sormak yerine gülden, derin bir soluk alıp, hapsetmeliyiz kokusunu içimize. Güneşin doğuşunu seyretmeliyiz arada bir, seher yeli okşamalı saçlarımızı. Karda, yağmurda; sevincine, coşkusuna; fırtınada boranda; öfkesine, isyanına ortak olabilmeliyiz doğanın! Bir çocuğun ilk adımlarında umudu; bir gencin düşlerinde geleceği; bir yaşlının hatıralarında geçmişi görebilmeli! İnsan. Çalışmadan başarmayı, sevmeden sevilmeyi, mutlu etmeden mutlu olmayı beklememeliyiz! Ama küçük, ama büyük; her hayal kırıklığı, her acı; bir fırsat yaşamdan yeni bir şeyler öğrenebilmemiz için; kaçırmamalı! Çünkü hiç düşmemişsen, el vermezsin kimseye kalkması için, hiç çaresiz kalmamışsan, dermanı olamazsın dertlerin; ağlamayı bilmiyorsan, neşesizdir kahkahaların; merhaba dememişsen, anlamsızdır elvedaların... Ne, herkesi düşünmekten kendini, ne; kendini düşünmekten herkesi unutmamalı! İnsan. Bilmeliyiz; çok kısa olduğunu hayatın; hep vermek ya da hep almak için... Sadece, anlatacak bir şeyleri olduğunda değil, söyleyecek bir şey bulamadığında da dinleyebilmeli! İnsan... Aklı ve kalbiyle katılabilmeli sohbetlere... Hafızası olmalı insanın; hiç değilse, aynı hataları, aynı bahanelerle tekrarlamaması için! Soruları olmalı, yanıtları bulmak için bir ömür harcayacak! Dostlarımız olmalı, ruhumuzun ve zihnimizin sınırlarını zorlayacak! Herkese yetecek kadar büyük olmalı sevgimiz; ama kapasitesi sınırlı olmalı yüreğimizin ki, hakkını verebilsin sevdiklerimizin; zaman bulabilsin; bir teşekkür, bir elveda için... Yaşam dedikleri bir sınavsa eğer; asla vazgeçmemeli sevmek ve öğrenmekten; ama herkesi sevemeyeceğini de her şeyi bilemeyeceğini de fark edebilmeli insan! Tıpkı, her şeye sahip olamayacağımız gibi... Unutmayalım ki hayat ertelemeye gelmez.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.