Halil Şahin

Halil Şahin

FİTNETULLAH’IN ÇIRPINIŞI

Her anlamda sahte olduğu ve birer ikişer ters tepeceği besbelli iken, “işte belge!” denilerek yaygara koparıldı? Her halükarda sahte belge olduğu anlaşılan bu paçavra fotokopi kâğıtlar, neden ortaya çıkarıldı? Belli ki; bir yanda TSK’nin irticaiye karşı önlem alması engellenmeye çalışılırken, öte yandan da dibe vuran Allah’ın Kahrettiği Partiyi yine mağdur göstermek ve bir yandan da Fetnetullah’a meşruluk kazandırılması amaçlanmış. Bir yandan da Ordunun komuta kademesini değiştirmek için zemin hazırlandığı ortada. Atatürk ruhunun bulunduğu TSK’nin, emperyalistlerin ordusuna dönüştürmek ereğiyle komuta düzeyinde değişiklik yapılması hedef… Görüyorsunuz işte: ABD’nin ve AB’nin işbirlikçileri dinciler ve numaracı cumhuriyetçiler aynı ağızdan konuştular; Onlara sureti haktan görünmeye çalışan koltuk değneği bir partinin lideri ise, genelkurmay kademesinin değiştirilmesinden söz edebilmektedir! Mayınlı arazilerle, ekonomik krizin göbekten vurmasıyla, AB üyeliğine hevesin artık oy getirmemesiyle, özelleştirme masalının artık yenmemesiyle, ‘Wan minüt’ balonunun çabuk sönmesiyle iyice dibe vuran Acayip Kılıklı Pirelere, her gün yenisi ortaya çıkarılan darbe planları ile mağdur rolü oynatılarak kaybettiği güven ve oylar tekrar kazandırılmak isteniyor. İşbirlikçi TV’lerde yayımlanan video gösterimleriyle, Fitnetullah’ın ağzından, tüm ümmet cemaatine “Cumhuriyeti nasıl yıkacağı” dinletilmedi mi? Demek ki; Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde mahkûm edilen, fakat hizmet ettiği ABD’ye kaçan Fitnetullah’ın işbirlikçileri eliyle yasayı değiştirilerek beraat etmesi yetmiyor ki; yabancı ülkelerde İngilizce eğitim veren okulların CIA istasyonu olduğu gerekçesiyle sırayla kapatılırken, müritlerinde inançsızlık baş göstermişken dibe vuran Fitnetullah’a yeniden meşruluk kazandırmak için az uz gayret gösterilmedi. İşte bunun için bir yanda iki lafı bir arkaya getiremeyen ikinci cumhuriyetçiler, öte yanda ordudan kovulan dinciler ile çifte vatandaşlık imtiyazına sahip dönmelerinki gibi orduya saldıran köşe yazıları yazıldı çarşaf çarşaf... Bir yanda da borazan basının Fitnetullah’ı yere göğe sığdıramayan öven yazıları çarşaf gibiydi. Ayrıca dinci borazan basını izlemeyenlerin de duyması için, dinci maşalar tarafından internet öbeklerine servis yapılmaktaydı. Şimdilerde de “akp ve fetullahı bitirme planı” diye tozu dumana katıyorlar. Abrakadabra, okus pokus diyorlar. ‘Belge’ dedikleri üzerinden çeşitli tartışmalar yaparak ortalık bulandırıyorlar. TSK’ne yönelik bu türden psikolojik savaş ürünü taktikleri kullanmış olan gaz tenekelerinin, daha sonrasında da ordundan emekli bir takım subaylarla görüşmeler yaparak ortalığı bulandırmaya, hukuken bitmiş olan bir davayı kamuoyu önünde meşrulaştırmaya çalıştığı hepinizce görüldü. Fettullah Gülen’in; “ulusalcı dalgayı aşacağız söylemleriyle devletin çeşitli kademelerinde örgütlenmesine rağmen, Bush’un Erdoğan’a “tasfiye edin” talimat ve “sonuna kadar gidin” telkinlerine rağmen, düzmece operasyonlarla bile ulusumuzun elan dize getirilmediği anlaşılıyor. 17 Mayıs 2009 Tandoğan ve 21 Haziran 2009 Gündoğan mitingleri ve sonrasında gerçekleştirilen tepki etkinlikleri, birilerinin uykularını kaçırmadı mı? Özal döneminden beridir süre gelen F tipi örgütlenmenin; akp iktidarıyla birlikte had safhaya çıkmış, emniyet teşkilatımızın en üst kademelerine, çeşitli yargı organlarındaki kilit noktalara ve nihayet askeriyenin içerisine de sızmayı başardığı ortada. Diğer kurumları sayma gereği dahi duymuyorum. Her bir koldan işgal edilmiş devlet bürokrasisi “altın nesil” adı verilen işbirlikçi güruhun saldırısı altında güden güne erimekte ve yozlaşmaktadır. CIA istasyon şeflerinin “Kemalizm’den vazgeçin” türünden söylemleri TSK’ya ve Türk ulusuna kabul ettirilememiş olacak ki, bu türden operasyonlara “yılana sarılır gibi” yapışıyorlar. Top sivil ve askeri savcılardaymış. Şu muhabbete bir bakın! Bugün üniversiteler rahatsız, muhalefet rahatsızdır, iktidar milletvekillerinin bir kısmı dahi rahatsızdır. Asker hoşnut değil, Türk milleti rahatsız! Türkiye’de artık bir iktidar boşluğu olduğu anlaşılmaktadır. Erkler arası müdahaleler yoğunlaşmıştır. Dolmabahçe Mutabakatı “Biz anlaşma yaptık, oyunbozanlık yapmayın!” anlamında. Eğer bir yerde yönetim zafiyeti varsa, idareye talip olanların iktidara kendilerinin geçmelerini istemeleri en doğal hakları değil mi? Genel manzaraya baktığımızda, devleti yönetenlerin artık çöküş sürecine girdiği açıktır. Yepyeni bir değişimin öncesindeyiz. Devlet bunalım geçirmektedir. Türkiye kaynamaktadır. Bu iktidarın bütün değerlerimizi yıkmak için iş başına geçirildiği anlaşılıyor. Oysa bizim; artık kurtarılacak değil, yeniden kurulacak bir Cumhuriyetimiz var olduğu gözleniyor. Ulus, bunu hep birlikte başarmak durumundadır. Rövanş çok sıcak yaşanacak. Çünkü Tam bağımsız Türkiye’yi kendisine ülkü edinmiş Kemalistleri henüz kimse yenemedi. Öyle değil mi?

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Şahin Arşivi