Halil Şahin

Halil Şahin

EROZYON ÇOK HIZLI

İrticai kesim, amaçlarına o denli hızla ulaşıyor ki, ama yine de en büyük engel Türk Silahlı Kuvvetleri’ni görüyor. Cumhuriyet değerlerini sırayla erozyona uğratanlar; son demde, Atatürk’ün Devlet kurmak ve devrimlerini gerçekleştirmek için kurduğu bir koca partiyi, en yakın bağlaşıklarını kullanarak, önce içinde kendini yok eden boşaltılmış bir kozaya döndürdüler. Şimdilerde de Türk Silahlı Kuvvetleri’ne sızma girişimlerini büyük bir gizlilik içerisinde ve inatla sürdürüyorlar. Bunun için önce küçük rütbeli asker kişilere ulaşma çabalarını sürdürüyorlarken bir yandan da silahlı kuvvetlere komuta edecek ordu mensuplarını elde etmeyi ve en büyük engeli oluşturan Atatürkçü ve Laik Türk Silahlı Kuvvetleri’ni kendi amaçlarına hizmet eder bir hale getirmeyi düşlemektedirler. Bu tarikatçı kesim; halkı maddi ve etik açıdan sömürerek, ümmet toplumu oluşturma yönünde dini duyguları istismarla, kul olarak kullanmaya yönelerek, ‘Güneydoğu Sorununa’ tanınan ‘Kürt benliği’ olgusundan hareketle ‘Müslüman Kardeşliği’ önermekte, bu çerçevede PKK ile ilişkiye girmekten kaçınmadığı gibi o örgütü kendi amaçları için kullanmanın yollarını aradığı gözlemlenmektedir. Yarattıkları yoksullukla sıkıntıya düşürdükleri seçmeni makarna ve pirinç paketleriyle, küçük altın ve yarımşar ton kömürle oyları satın alarak parlamenter sistemi ve demokrasiyi halkın gözünde düşürenler; sonu belli olmayan ve salt tarikat ampulleriyle aydınlanabilecek embesil ümmi güruhlarla dopdolu, meşruluğu tartışılır bir ülke haline getirmeye doğru hızla yol almaktadırlar. Çünkü ne denli hızla kafalar karıştırılırsa, o denli hızla turuncu devrimler gerçekleşecektir. Dönemin Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Atilla Ateş’in, 5 Ocak 1999 günü Kayseri’de General Vecihi Akın Kışlası’nda askere hitaben olan konuşmasındaki şu uyarıları dikkate almalıyız: “Dost bildiğimiz ve medeni kabul ettiğimiz bazı devletler ile Türkiye’ye düşmanlığı kendilerine siyaset yapan bazı komşularımız, uluslar arası hukuku göz ardı ederek, insanlığa karşı işlenmiş bir suç kabul edilen terörü görmezden gelmişler ve ülkemizdeki terörü destekleyip aramıza nifak salarak, ülkemizin, milletimizin birlik ve beraberliğini bozmaya yönelmişlerdir. Açıkçası; bazı dış güçler, haçlı zihniyetini tekrar canlandırmak, devletimizi parçalamak istemişlerdir. Bu maraz düşünce karşımıza sadece terör ve bölücü akımlar şeklinde değil, Cumhuriyet tarihinde zaman zaman olduğu gibi, maalesef gerici faaliyetler irtica şeklinde de çıkmaktadır. Bu anlayışın teşvikçisi de destekçisi de yine biraz evvel ifade ettiğim zihniyettir. Arkasında, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni yıkmakta menfaati olanlar vardır.” Şimdi de Atatürk’ün Türk Ulusu için bir söylemini anımsayalım: “Asıl olan iç cephedir.” Gördüğünüz gibi, erozyon çok hızla devam ediyor. Çünkü ABD güdümlü AB işbirlikçisi düşman; “Durmak yok! Yola devam!” diyor. Çörçil’i anımsayınız, ne diyordu? “En güzel yönetim şekli demokrasidir, ama kötü yöneticilerin elindeki demokrasi de en berbat idare şeklidir.”

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Şahin Arşivi