Şu zalimlerin duyarsızlığı karşısında sızlanan ulusumun “Memed’im!” deyişi, insanın yüreğinin en ince yerine dokunuyor. İşbirlikçi gazete ve televizyonları, “Evlere ateş düştü” derken, aslında kendi evlerine ateş düşmediğini tekrarlayıp durdular. Onların yürekleri de “devlet büyükleri” gibi tatildeydi veya borsada ve akılları piyasadaydı! Oysa işte salt o ulusalcı basında yer alan; ‘Memedim’ kavramı, bizler için her şeyi anlatıyor. Of of kaç ocak yandı, yandı da gönüller kül oldu. Ateş koca bir ulusun yüreğine düştü. O Mehmetler ki, hepimizindi ve Mehmetler bizimdi... Aslında bu ‘Memedim’ sözcüğüyle memede sarılmak var ya, yitip gitmekte olana sarılmak gibi; tabuta koyduklarımız yalnızca o Mehmetler miydi? Asıl kaybettiklerimiz, o ‘Mehmedim’ duygusu ve bilinci değil mi? Ooof of ki, of ! Bir zamanlar kartaldık! Hani kan yerde kalmayacaktı? Biz; “Hepimiz Türk ulusuyduk; Türkiye Cumhuriyeti’ni kuran halktık biz. Bizim Cumhuriyetimiz kimsesizlerin kimsesidir” derdik. N’oldu size, neler oluyor bize? Piyasalar coşarken, Biz’i kaybediyoruz: O toprağa verdiğimiz Mehmetler; Selim, Gökhan, Önder, Abdurrahman, Murat, Aydın, Adem ve Barış; Malatya, Elazığ, Yozgat, Hatay, Bursa, Osmaniye ve İzmir’de tanımadığımız, bilmediğimiz birilerinin çocukları olmuyor mu? Piyasalar nasıl etkilenir acaba? Anneler ağlıyormuş, babalar bile ağlıyormuş. Acaba borsaları kaç puan yükseltir o gözyaşları? Sinsi bakışlarını kara gözlüklerinin arkasına saklayarak, cenazelerde Saakaşvili gibi “devlet adamı” taklidi yaparken, üzerine kürekle toprak attığınız, aslında devletin kendisi değil mi? Anaların ve ulusun Memed’i var; ama birilerinin Memed’i yok! Borsa ve piyasaların yalnızca Niyazi’si vardır. Borsada zengin olma düşleri varken; vatan için can feda etmek, onların sözlüğünde ‘Niyazi’ olmaktır. Onlar için vatan yoktur, imara açılacak arsalar vardır. Dişli’lerin arsaları! Vatan için ölünür, ama arsa için ölünmez. İhlasçılar çıkar ortaya siteler kurar. Ağaoğulları size sanki cenneti satar. Arsa ideolojisi, vatanı yiyip bitirmektir, değil mi? Manzara ne kadar da böylesine hazin görünüyor? Koskoca bir Cumhuriyet, küreselleşmenin bencilliğine, bir avuç haramzadenin saltanat ve şatafatına kurban ediliyor. Bir yıkımdır bu! ‘Memedim’ bilinci, bu yıkıma bir isyandır. O isyanı duymayan biz’den olabilir mi? Ordu, ülkeyi dış tehlikelere karşı korur. İçerideki terörü bitirecek olan İç İşleri Bakanlığı’na bağlı Jandarma Genel Komutanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğü’dür. Bunca yıl bitirilemeyen terörün sorumlusu da İç İşleri Bakanı değil midir? Siz hala oylarınızla onu mu destekliyor, ondan medet mi umuyorsunuz? Sesi çıkmadığına göre, devlet tatildedir. Fettah Tamince’nin yatında ve yedi yıldızlı otellerinde haşemayla tatil yapanlar devlet değildir. Onlar, ABD’nin Sözleşmeli Personelidir. Başka bir devletin projesinde görev alanlar ve o devletle Memet’lerden gizli “2 sayfa 9 maddelik sözleşme” yapanlar, kendi ağızlarıyla sözleşmeli olduklarını itiraf etmemişler miydi? Demek ki; Memet’ten gizli yapılan sözleşme, Mehmet’imi tabuta koymaktadır. BOP Eş Başkanlığı, 15 Şubat 2004 gecesi açıkladığı “Diyarbakır’ı merkez yapma” görevini yerine getirdiği için Memed’im tabutlara konmaktadır. Onlar da gencecik mezara konmuşlardı. Diyarbakır Bismil’in Arslanoğlu köylüsü Muhyettin ve Ömer’in geçen aylarda ağalar tarafından vurulması ile Memed’imin tabuta konması aynı yıkımın manzaraları değil mi? Büyük Ortadoğu Projesi böyle ferman buyurmuş. Bir jandarma Memedim Kemah Boğazlarında BOP mayınlarına basarken, Bismil’deki jandarma Memed’im de, BOP’un jandarmalığını yapıyor! Ne yaman çelişkiler değil mi? Er boğanlar ile gül oğlanlarını yatlara, Memedimi ise sıra sıra tabutlara bindiren ABD’nin Büyük Ortadoğu Projesi, Muhyettin’imi mezara gömmüş ve Ferit’ime de kelepçe vurmuştur. Çözün artık şu milletin kelepçelerini! “Amerikan kelepçesi” diyorlar. Bu kelepçe ki; Kürt sorununun çözümüne vuruldu; birliğe vuruldu; kardeşliğe vuruldu, Atatürk Devrimlerine vuruldu! Her gün tabutlar sıraya diziliyor. Akıtılan kan, toprakta kalıyor. Devlet tatilde keyif çatarken, millet ölü uykusunda. Ama Mehmetlerim, gerçekten tabutta uzanmış yatıyor.