"Bütün dava arkadaşlarıma selam edin"

"Bütün dava arkadaşlarıma selam edin"
Afyonkarahisar NG Güral Termal Otel'de gerçekleştirilen, AK Parti 23. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı, ilk kez Genel Başkan ve Başbakan Ahmet Davutoğlu'nun açılış konuşmasıyla başladı. Konuşmasının başında Ermenek'te kömür ocağında işçilerin mahsur kalmasına ve Isparta'daki trafik kazasına değinen Davutoğlu, vefat edenlerin ailelerine taziye dileklerini ileterek, "Allah bu tür acıları bir daha bize yaşatmasın. Konuşmamın ileri aşamalarında da vurgulayacağım gibi bu konularda yeni bir zihniyet dönüşümün

Afyonkarahisar'ın sembolik bir mekan olduğunu, "kutlu yürüyüş" olarak nitelediği AK Parti'nin kuruluşunun burada gerçekleştiğini belirten Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın da mesajını aktardı. Davutoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan'la son görüşmelerinde kendisinin katılımı olmadan gerçekleştirilecek ilk istişare toplantısının biraz hüzünlü olacağını ifade ettiğini, buna karşılık Erdoğan'ın "Bütün dava arkadaşlarıma selam edin, ben her haliyle bu davanın içindeyim, beraberiz" dediğini dile getirdi. Davutoğlu, konuşmasında Abdullah Gül'e de saygılarını sundu. aa_picture_20141101_3674452_high__large Konuşmasında, "hareketlerinin" ilham aldığı "Yeni Türkiye ve Yeni Dünya yürüyüşünün" ne olduğunu da anlatan Davutoğlu, Hazreti İbrahim'in Mezopotamya'dan Filistin'e yürümesi, Hazreti Musa'nın Kızıldeniz'e yürümesi, Hazreti Muhammed'in ise Mekke'den Medine'ye yürümesini ve Hazreti Hüseyin'in Kerbela'ya yürümesini örnek verdi. Davutoğlu, "Yine insanlık onuru adına yürüyen o yolcuların yolcusuyuz biz" dedi. Davutoğlu konuşmasında Hindu lider Gandi'nin meşhur "tuz yürüyüşü" ile Britanya İmparatorluğu'nu sarsmasını ve Martin Luther King'in ABD'de ırkçılığa karşı yürümesini ve Gazi Mustafa Kemal Atatürk'ün öncülüğünde 6 Ağustos 1922'de Kocatepe'den İzmir'e İstiklal yürüyüşünü de saydı. Davutoğlu, "Biz bütün bu yürüyüşlerin son halkasını oluşturan AK Parti yürüyüşünün neferleriyiz" diye konuştu. Tarihin bu inşa edici yürüyüşün karşısında yıkıcı yürüyüşlere de tanıklık ettiğini söyleyen Davutoğlu, "Bizler inşa edeceğiz. İnsanlık onurunu savunanların safındayız. Yıkıcılar hangi formda, hangi nitelikte olursa olsun ister bugün Suriye rejiminin gösterdiği formda, ideolojik anlamda olsun, ister IŞİD altında örgütlenerek dini bir İslam dinini de lekeleyen tarzda yıkıcılıkta olsun her türlü yıkıcılığın karşısında inşa edici olacağız" şeklinde konuştu., aa_picture_20141101_3675333_high__largeDavutoğlu, Türkiye'de de yıkıcı, tahrip edici her siyasi aklın karşısında, inşa eden, ihya edici, tamir edici olacaklarını belirtti. Ahlak ile siyaset arasında denge kurulduğunu ve o ahlaki değerlerin siyasetin doğasını değiştirdiğini söyleyen Davutoğlu, "AK Parti'nin getirdiği ahlaki değerler de yasaklara, yolsuzluklara karşı ortaya konan ahlaki değerler de Türkiye'de siyasetin doğasını değiştirmiştir" dedi. AK Parti'nin türbülansa girmesinin beklendiğini söyleyen Davutoğlu, geçmişte partilerine yönelik tuzaklar kurulduğunu söyledi. Davutoğlu, 2007'deki e-muhtırayı, AK Parti'ye açılan kapatma davasını örnek verdi. Recep Tayyip Erdoğan'ın Davos'taki çıkışı nedeniyle Türkiye'yi cezalandırmak için uluslararası çevrelerin bir karalama çalışmasına giriştiklerini iddia eden Davutoğlu, bunu başaramayınca Gezi olaylarının devreye sokulduğunu öne sürdü. Davutoğlu, şunları söyledi: "Fikir özgürlüğü, toplantı ve gösteri yapma özgürlüğü insanlık onurunun bir parçasıdır. Bize karşı olan, en karşı olan, en ağır eleştiri yapan kim varsa hangi kesim varsa onların toplantı ve gösteri yapma özgürlüğünün de savunucusu biziz, garantörü, hamisi biziz ama Gezi olayları bahane edilerek başlatılan o gösterilerde şiddetin her türlüsü uygulandı, toplumsal tahrikin her türlüsü yapıldı, uluslararası kampanyanın her türlüsü sergilendi. İstendi ki ve beklendi ki Türkiye, Mısır gibi Ukrayna gibi Suriye gibi toplumsal bir kaosun içine sokulabilsin ama yine hesap edemedikleri bir şey vardı; Toplumun her kesimini temsil eden, güçlü ve milli iradeye sahip AK Parti kadroları iktidardaydı." "AK Parti'yi durdurmanın Gezi olayları ile de mümkün olmadığını görenlerin", "dini görünümlü başka hareketler" üzerinden, "darbe girişimi" olarak nitelediği 17-25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk soruşturmalarını başlattığını ileri süren Davutoğlu, Bu sıralamayı, tarihi seyri takip edenlerin oyunun ne olduğunu göreceklerini söyledi. Davutoğlu, Erdoğan'ın cumhurbaşkanı seçilmesiyle AK Parti içinde bir genel başkanlık, başbakanlık tartışmasının çıkmasının beklendiğini, daha parti içinde istişareler devam ederken gazetelerde, TV'lerde bir çok senaryo üretildiğini söyledi. Tarhan'ın CHP'den istifası Davutoğlu, CHP'nin de bugün Antalya'da Değerlendirme ve Seçime Hazırlık Toplantısı yaptığına değinerek, CHP Ankara Milletvekili Emine Ülker Tarhan'ın partisinden istifa ettiğini hatırlattı. Tarhan'ın istifa mektubunu okuyan Davutoğlu, şunları söyledi: "CHP yönetiminin, iktidar umudu bulunmayan yanlış politikalarının parçası olmamak için istifa ediyor. Altına imza atıyorum ben de. Birer birer analiz edelim. Çünkü CHP'yi CHP'li anlatıyor. Biz anlatsak ön yargı da biz CHP'li kendi tecrübesiyle CHP'yi anlatıyor. Dolayısıyla buna dikkatle bakmak lazım. Ne diyor? Dört unsurun altını çizdim. Sorumsuz çağrılar, doğru. En son Kobani olayları olurken nasıl sorumsuz bir çağrı yapıp, ateşe körükle gittiklerini millet ve cümle alem biliyor. Belirsiz politikalar, elhak doğru" değerlendirmesinde bulundu. Kılıçdaroğlu'na yönelik eleştirilerde de bulunan Davutoğlu, "Kılıçdaroğlu'nun ekonomiyle ilgili şöyle 3 cümlelik bir anlatımını bilenler var mı? En son çarpıcı örneği, belirsiz politika değil sadece belirsiz zihin. 'Kobani nerede' diye soruyor bir televizyon spikeri. 'Kobani Suriye'de bir şehir' diyor. Buradan başlayarak belirsiz politikanın esası nedir biliyor musunuz? Belirsiz zihin. Zihinde bir resim olmazsa politika belirli olabilir mi? Zihinde ve gönülde bir ideal olmazsa politika ortaya konabilir mi? En çarpıcısı da halktan kopuk muhalefete anlayışı. Elhak doğru. Bakınız ben bir taraftan bu istişareleri yaptım, bir taraftan Kobani'de vandallarla mücadele etmenin çabası içerisine girdik, uyuşturucu mücadelesi vesaire onları zikredeceğim..." diye konuştu. aa_picture_20141101_3675336_high__large "Türkiye'deki barışı, huzuru tehdit etmeye kalktılar" Davutoğlu konuşmasında HDP'ye yönelik olarak da çözüm sürecini sabote etmek suçlamasında bulundu. Davutoğlu, "Bütün bu 2 aylık süreç içinde HDP'nin yaptığı tek şey, biz çözüm süreci iradesini ortaya koyarken, onlar çözüm sürecini sabote etmek için gencecik çocukları sokağa sürdüler, tahrik ettiler. Suriye'deki olayları bahane ederek Türkiye'deki barışı ve huzuru tehdit etmeye kalktılar" dedi. Davutoğlu, "Sonra aralarından yine aynı CHP gibi birçokları çıktı, günah çıkardı, 'Yanlış yaptık' diye. Biz de zannettik ki bu yanlışlarından ders alırlar. Tekrar bu sefer 1 Kasım için, bugün için çağrıda bulundular" diye konuştu. aa_picture_20141101_3675335_high__largeDün tekrar kendilerini uyardığını anlatan Davutoğlu, toplantı ve gösteri yapmanın herkesin hakkı olduğunu, onu koruyacaklarını ancak şiddete kim yönelirse yönelsin ona karşı da en etkin tedbiri alacaklarını vurguladı. Davutoğlu, "Bu iki aylık dönemde HDP'nin en ufak barışçıl bir çağrısını duydunuz mu? Provokasyon, tahrik ile siyaset yapılmaz" ifadelerini kullandı. Davutoğlu, çözüm sürecini eleştiren MHP'ye de "Bu toprakların birliği ve beraberliğini teminat altına alacak olan politikanız nedir? Çıkın ve anlatın" diye seslendi. Alevilere seslendi Konuşmasında Alevilere de seslenen Başbakan Davutoğlu, "Sizler Sünni kardeşleriniz gibi bu toprakların asli çocuklarısınız. Kimse, hiç kimseye bu topraklarda ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapamaz" diye konuştu. aa_picture_20141101_3675328_high__large aa_picture_20141101_3675326_high__large

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.