Halil Şahin

Halil Şahin

ATATÜRKÇÜ DÜŞÜNCENİN EREĞİ


            Anımsıyorum: Birilerinin; “ Ben bu üniversitede Atatürkçü Düşünce Kulübünü kurarsam, yarın burada kedi, köpek dernekleri de ‘bizde isteriz’ diyeceklerdir.” şeklindeki sözleri bizzat ağzından duyulduğunda, bu ülkede akademik üst unvan almış kişilerin ‘ne denli cahil olduklarını sergilercesine olan’ pervasızlıkları yadırganmıştı.

            Hele; böyle söyleyen birinin üniversite yönetmeye talip olduğu bir demde, bir yerel gazetede güya ona arka çıkarcasına yazarak ‘aynı mealli sözün yinelenmesi suretiyle’ destek sağladıklarını sananların aymazlıkları karşısında Atatürkçülerin acıyla kıvrandığı gözlemlendi. İçimiz burkuldu. İnsanlar; Greville’in “İnsanı kendisi kadar kimse kandıramaz” sözüyle teskin oldu.

            O günlerin Afyonkarahisar’ında, böyle düşünülüp davranılması; “Atatürk’ün önderi olduğu Türk Devrimini ve bu devrimin temelini oluşturan Atatürk İlkelerini her alanda ilerlemeye açık ve sürekli geliştirici nitelikteki düşünce sistemini, devrimin bugünkü sonuçlarının yarınlara uzantılarını, Atatürk’ün düşüncelerini, davranışlarını, savaşımlarını ve yapıtlarını inceleme, araştırma konusu yapma ereğine karşı olan o girişim; karanlık bir adım ve düşünce akımı olarak algılanıyordu.

            Bu gelişmelerden hareketle, ADD’nin kamu yararına bir dernek oluşunu ve herhangi bir ildeki sözüm ona kasaplar derneği ile bir tutulamayacağını kavramaktan uzak insanların bu toplumu yönetmeye ve gelecek nesli eğitmeğe kalkıştığını bir kez daha anlamış olmak, salt beni değil, sağduyu sahibi herkesi üzmüştü.

            Oysa amaç; Atatürk’ün önderi olduğu Türk Devrimini ve bu devrimin temelini oluşturan Atatürk İlkelerini her alanda ilerlemeye açık ve sürekli geliştirici nitelikteki düşünce sistemini, devrimin bugünkü sonuçlarınının yarınlara olan uzantılarını, Atatürk’ün düşüncelerini, davranışlarını, savaşımlarını ve yapıtlarını inceleme, araştırma konusu yapma, bunlara karşı girişim, adım ve akımlarla yasalar çerçevesinde düşün savaşı vermek değil miydi?

            Zaman zaman Atatürk’ü, Atatürkçülüğü ve her alandaki uygulamalarını benimseyenlerin güçlerini bu bağlamda birleştirip Atatürk’ün belirlediği erekler doğrultusunda atılımları yaygınlaştırıp sürdürmek, devrim karşıtlarının ulusal yaşamı geriye çekme çabalarından toplumu korumak için birlikte çaba içinde olma özverisi gösterilememiştir. Bu durum; ülkedeki rektörlük seçimlerinde de seçkinci aydın görünmek adına, kişisel öz çıkarcılık adına paramparça davranışların sergilenmesinin, insanları bir kez daha üzdüğünü söyleyebiliriz.

İzinde olmak da ne demek?

Tutturmuşlar bir “Atam izindeyiz” sözcüğü, gidiyorlar gün boyu. Çalışmak, üretmek yok. Okumak, anlamak yok. Olanları izlemek, durumu incelemek yok. Durmadan “Atam izindeyiz” deyip, geçiyorlar. Belli ki, tatile çıkıyorlar. Oysa bir söylevinde, Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK; “Çalışmadan, öğrenmeden, yorulmadan rahat yaşama yollarını alışkanlık haline getirmiş milletler, önce onurlarını, sonra hürriyetlerini, daha sonra geleceklerini kaybetmeye mahkûmdurlar.” Demektedir. Çanakkale, Kocatepe, Dumlupınar yorulmayan ve gece gündüz çalışan, çarpışan atalarımızın sayesine utkuya dönüşmüştür. Onları bu gün saygıyla anıyoruz.

1937 yılının 26 Mart gecesi saat 24.00’ te Ankara Halkevi’nde Bursalı öğrenciler tarafından düzenlenen Uludağ Gecesinde Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK; “Siz genç arkadaşlar, yorulmadan beni izlemeye ahdetmişsiniz. İşte ben özellikle bu sözden çok duygulandım.

Yorulmadan beni izleyeceğinizi söylüyorsunuz. Fakat arkadaşlar, yorulmadan ne demek? Yorulmamak olur mu? Elbette yorulacaksınız. Benim sizden istediğim şey yorulmamak değil, yorulduğunuz zaman da durmadan yürümek, yorulduğunuz dakikada da dinlenmeden beni izlemektir. Yorgunluk her insan, her yaratık için doğal bir durumdur. Fakat insanda yorgunluğu yenebilecek manevi bir kuvvet vardır ki, işte bu kuvvet yorulanları dinlendirmeden yürütür.” diyor. Katılır mısınız?

Öyleyse, haydi! Samimiyeti yitirmek, gücünüzü yitirmektir. Atatürk’ü, yapıtlarını ve Atatürkçü düşünceyi yıpratarak kötüye kullanmak ereğiyle yapılan her türlü kalkışmaya, söz ve eyleme gereken yanıtı vermek, olumsuzluk ve aykırılıkları gidermek Atatürkçü Düşünce Kulüpleri’nin ve Atatürkçü Düşünce sahiplerinin ereğidir, hedefidir. Yorulsanız da durmayınız. İzinde mizinde olmak yok!                   

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Halil Şahin Arşivi